İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

Ü) Üst Kurulun ana stratejisi ile amaç ve hedeflerine uygun olarak hazırlanan bütçesini görüşmek ve karara bağlamak. U) Kurul üyeleri ile Kurum personelinin uyacakları meslekî ve etik ilkeleri belirlemek. Ş) Gerekli hâllerde geçici veya belli bir ihtisas gerektiren nitelikteki işler için hizmet satın almak. R) Medya okuryazarlığının toplumun tüm kesimlerini içerecek şekilde yaygınlaştırılması amacıyla, başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere diğer kamu kurumları ile işbirliği yapmak. P) Taşınmaz alımı, satımı, kiralanması ve tahsisi konularını karara bağlamak. H) Başkan adına imzaya yetkili personelin görev ve yetki alanını belirlemek. G) Üst Kurulun diğer kuruluşlarla ilişkilerini yürütmek ve Üst Kurulu temsil etmek. Ç) Üst Kurulun belirlediği stratejilere, amaç ve hedeflere uygun olarak, Üst Kurulun yıllık bütçesi ile malî tablolarını hazırlamak.

Bu hüküm kapsamında lehe uygulama; Ceza Hukukunun maddi boyutuna, yani cezanın belirlenmesine ilişkindir. İHAM’a göre, ulusal mahkemeler bir taraftan başvurucunun özel hayatına saygı hakkı ve diğer taraftan basın özgürlüğü arasında uygun bir denge kuramamıştır. İHAM, sorumlu gazetecilik ilkeleri ile bağdaşmayan sözkonusu haberlerin içeriği gözönüne aldığında, yerel mahkemelerin bahsi geçen muhtelif yararları (çatışan hakları) ölçüp tartmakta daha fazla özen göstermesi gerektiği kanaatine varmıştır. Mevcut davada, ne Yerel Mahkeme hükmü ve akabinde Temyiz Mahkemesinin onama kararı ve ne de Anayasa Mahkemesinin başvurucunun bireysel başvuruna ilişkin kararında, sözkonusu tarihte gizli olan bir adli soruşturmanın kapsamına giren iddiaların yayınlanması sebebiyle başvurucunun itibar ve saygınlığına verilen zararın ciddiyetini yeterince dikkate almamıştır. Davaya konu haberler, özellikle başvurucuyu ağır eylemlerle suçlayan ve böylece onu kamu huzurunda (suçlu çıkaran) mahkum eden veya kınayan iddialardan ibarettir.

H) Anayasanın 67 nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz. B) Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu Kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleneceği belirtilen değişiklikler ise Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir. B) İkinci fıkra uyarınca asıl üyelerinin göreve başladığı tarihten itibaren bir hafta içinde Adalet Bakanının başkanlığında toplanır ve bir geçici Başkanvekili seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yargıtay ve Danıştaydan gelen asıl ve yedek üyelerinin görevleri, seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bunlardan, Yargıtaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (b) bendi uyarınca seçilenler; Danıştaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (c) bendi uyarınca seçilenler, sırayla göreve başlarlar. Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl üyeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar.

  • (4) Kişiler arasındakihaberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, cezayarı oranında artırılır.
  • Ne var ki; Fransa’nın ve Fransız Milletinin iyiliği için bunu isteyen Robespierre de bir sene sonra aynı akıbete uğramaktan, kendisini savunamadan ve yargılanmadan giyotinle idam edilmekten kurtulamadı.
  • Fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumuna ilişkin tüm hükümlerin tümünün oyçokluğu ile iptaline karar vermiştir.

Bendinde, fiil türleri ve cezaların sıralandığı, ilk bendin iki aşamalı olup ilk fıkrada belirtilen fiilin ağır halinin ayrıca düzenlendiği, böylece ilk 6 bendin fiiller ve cezalarla ilgili olduğu, 7.bendde cezayı zabıtanın vereceğinin, 8. Bende etkin pişmanlık hükmünün, 9.bendde bu cezaların sadece belediye sınırları içinde uygulanacağının, 10.bendde özel kanunlardaki hükümlerin saklı olduğunun düzenlendiği görülmektedir. Suçun oluşması için bu unsurlar gerekmekte olup, buradan yetkili makamların “açık ve yazılı” izniyle yukarıda belirtilen işgal halinin olabileceği ve suç oluşmayacağı sonucuna varıyoruz. Ancak böyle durumlarda bazen işgalci için olmasa da yetkili makam için suç oluşabilir. Örneğin, bir inşaat sahibine 10 günlüğüne belli sınırlar içinde kum yığma izni verilmesi, toplumun hakkını ihlal etmeyebilir hatta zorunluluk olabilir. Ancak aynı birim A şahsına süresiz olarak arabasını dükkanının önündeki kaldırıma parketme izni verirsi, bu izin araç sahibi için suç oluşturmasa da yetkili makam için suç oluşturabilir. Yasada, ceza verecek merci açıkça zabıta olarak belirlenmiş olup, belediyenin yetkisi tartışmasızdır. Ì Her iki halde de; şayet ihlalin insan sağlığının zarar görmesine elverişli olduğunun düşünülmesi durumunda TCK 183. Maddesine göre suç soruşturmasına konu olması nedeniyle kabahatten de işlem yapılamayacağından evrakın, Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesi, savcılıkça idari yaptırımsız kovuşturmama kararı verildiğinde veya kamu davası açılıp yaptırımsız olarak beraatle sonuçlandığında önceki ihtimallere göre kabahat yaptırımı uygulanması gerekecektir[22]. Ì İdari para cezası vermeye ve toplanan paraya el koyma yetkisi açıkça (belediye sınırlarında) zabıtaya aittir.

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Bakanlar Kurulu A. Kuruluş Madde 109 –Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir. Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz. Anında cezai yaptırım uygulanabilecekKonuyla ilgili açıklamalarda bulunan BTK’nın Başkanı Ömer Fatih Sayan, “Yasadışı kumar sitelerine yönelik kapsamlı çalışmalarımız devam ediyor. Tespit ettiğimiz yasa dışı pin-up bet casino sitelerini anında kapatıyoruz” açıklamasında bulundu. Sayan, kod sisteminden sonra tespit edilecek kişi veya şirketlere cezai yaptırımın da anında uygulanabileceğini belirtti. BTK tarafından konuyla ilgili olarak mahkemelerden ve yetkili diğer kamu kurumlarından gelen erişim engelleme kararlarının ivedilikle uygulanmasını sağlanırken, kurum bünyesinde bulunan Bilgi ve İhbar Merkezi’ne gelen tüm ihbarlar da hukuki ve teknik açıdan değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis, geri gönderilen Kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabilir.

Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir. Yukarıda da bahsedildiği üzere mevzuat hükümlerine aykırılık halinde işyeri ruhsatının iptal edilmesi, bu itibarla işyerinin kapatılması mümkündür. Keza, işin durdurulması, işletmenin faaliyetten men edilmesi durumları da gündeme gelebilir. Fakat uygulamada, keyfi bazı yaptırımlar uygulanabildiği gibi birtakım usule aykırı işlemler yapılarak işyeri ruhsatının iptal edildiği durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Şu halde, ruhsatı iptal edilen işyeri sahibi, bu iptal işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsa, işlemi yapan idareye karşı dava yoluna başvurabilir. Ancak doğrudan iptal davası açmadan önce kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde itiraz yoluna da gidilebilir. İdare, itirazı reddeder veya 30 gün içinde itiraza herhangi bir yanıt vermezse bu durumda idari işlemin iptali davası açılabilir.

Türk Ceza Hukuku’nda kusur, kasttan ve taksirden doğan sübjektif sorumluluktur. Suçun manevi unsuru denildiğinde, kişi ile işlediği fiil arasındaki manevi bağ anlaşılmaktadır . Tipikliğin yalnızca objektif değil, sübjektif unsurlarının da gerçekleşmesi halinde, fiil sübjektif olarak da faile isnat edilebileceğinden, tipik haksızlığın tüm unsurları bakımından failin, kasten veya en azından taksirle hareket ettiğinin tespit edilmesi gerekmektedir . Failin; gerçekleştirdiği fiille ilgili olarak taksirle dahi hareket ettiği belirlenebilmekte ise, öngörülebilir olmayan bir neticeden sorumlu tutulması mümkün olamayacağından, ceza sorumluluğu gündeme gelmeyecektir. 2011 yılının Haziran ayında çiftin ilişkisi kötüleşmeye başlamış, başvurucu kalıcı olarak İspanya’da yaşamaya karar vermiş, bu kapsamda Madrid mahkemesine eşiyle müşterek çocuklarının velayetini almak için tedbir kararı verilmesi ve boşanmak için gerekli işlemlerin yapılması için başvuruda bulunmuştur. Aşağıda polisin durdurma ve arama yetkisi ile ilgili yaptığımız açıklamalar, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu m.25 atfı ile jandarma ve 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun “Durdurma ve kimlik sorma” başlıklı 7. Polis, jandarma ve bekçi bir bütünde “kolluk” olarak tanımlayabiliriz. Hükümlünün yasal olarak Covid iznine ayrılma hakkı bulunmamasına rağmen, sehven bu izinden faydalandırılması halinde dışarıda geçirdiği sürelerin infazdan sayılıp sayılmayacağı tartışılabilir. Bu yazımızda; şüpheli, sanık, tanık, mağdur, şikayetçi ve bilirkişinin, hakim, mahkeme veya cumhuriyet savcılığı tarafından nasıl çağrılacağı ve dinleneceği incelenecek, son olarak uygulamada bazı güncel sorunlara ayrı başlık altında yer verilecektir. Yargı Paketiyle, çeşitli kanunlarda önemli değişiklikler yapılması amaçlanmaktadır.

Yukarıda, uzun sayılabilecek bir biçimde, Türk spor idaresinin en yetkili iki kuruluşu olan GSGM ile TFF’nin kuruluş, yapı, işlev ve kendilerine özgü birtakım özellikleri geniş bir perspektiften incelenmeye çalışılmıştır. Her iki kuruluş da, idare hukuku yönünden, bugünkü kuruluş ve yapıları ile incelenmeye ve tartışılmaya değer birçok özelliği bünyelerinde barındırmaktadır. Maddesine göre, MHK kararlarından hukuki sonuçlar doğurabilecek ve Tahkim Kurulu’na intikal ettirilebilecek olanlar, TFF Yönetim Kurulu’nun onayına tabi bulunmaktadır[137]. Maddelerinde, hukuki sonuç doğurabilecek kararlarını onay için TFF Yönetim Kurulu’na göndermek MHK’nın görevleri arasında sayılmıştır. Ayrıca MHK, Talimat ile İç Talimatta[138] yer almayan hususlar hakkında karar vermeye yetkili bulunmaktadır. Amatör ve profesyonel futbol disiplin kurulları tarafından verilen her türlü kararlara karşı, kararların tebliğinden itibaren 10 gün içinde, TFF Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilir. PFDK tarafından verilen sürekli hak mahrumiyeti cezaları, itiraz konusu yapılmasa dahi, Tahkim Kurulu tarafından doğrudan incelenir.

Başbakanlığa bağlı bir kuruluş olarak kurulan BTGM, 1942’de Milli Eğitim Bakanlığı’na, 1960’da tekrar Başbakanlığa bağlanmıştır. Bu dönemde, beş yüzden fazla işçi çalıştıran işyerlerine spor tesisi kurma zorunluluğu getirilmiş, gençlere spor kulüplerine girmek ve boş zamanlarında beden terbiyesi faaliyetinde bulunmak zorunlu tutulmuştur. Spor işlerinin bakanlık düzeyinde ele alınması ilk kez BTGM döneminde gerçekleştirilmiş[45] ve yine bu dönemde spor ilk kez Anayasa’da yer almıştır[46]. Ülkemizde ilk futbol ligi, İngiliz James Lafontaine tarafından “İstanbul Futbol Ligi” adıyla 1904 senesinde kurulmuştur[33]. Yukarıda sözü edilen dört takımın katıldığı ligde karşılaşmalar, günümüzde Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın bulunduğu yerde, o zamanki adıyla Papazın Çayırı’nda oynanmıştır. Abdulhamit idaresi tarafından hoşgörüyle karşılanmasına ve Türk futbol kulüplerinin kurulmasını sağlamıştır. Bu gelişmelere koşut olarak, Galatasaray Sultanisi öğrencilerinden Ali Sami (Yen) ve arkadaşları Asım Tevfik (Sonumut), Emin Bülent (Serdaroğlu), Celal (Şehit), Bekir (Bircan), Tahsin Nahit, Cevdet (Kalpakçıoğlu) ve Abidin (Daver) Beyler 1905 senesinde “Galatasaray Futbol Kulübü[34]”nü kurmuşlardır. Galatasaray Futbol Kulübü’nü, Kadıköylü gençlerin kurdukları “Fenerbahçe Futbol Kulübü” izlemiştir (1907). 1903’te açılan ve yalnızca jimnastik dalında faaliyet gösteren “Beşiktaş Jimnastik Kulübü” ise, 1910’da futbol takımını da faaliyet alanı içine almıştır.